sinifcicekleri
 
  Ana Sayfa
  Haberler
  Atatürk
  Belirli Günler
  Rehberlik
  => VERİMLİ DERS ÇALIŞMA
  => VELİLERE REHBERLİK
  => Rehberlik Yazıları 1
  Okulda Beslenme
  2.sınıf Dosyalar
  3.sınıf dosyalar
  4.Sınıf
  5.Sınıf
  Biraz da Eğlence
  Gerekli linkler
  İletişim
  Deneme Sonuçları
  Albümlerimiz
  Ankelerimiz
  Çiçeklerim
  Ziyaretçi Defteri
  Etkinlikler
sinifcicekleri copyright
Rehberlik
ÇOCUĞUNUZDAN MEKTUP VAR
(alıntı)

Pulsuz Dilekçe (Çocuğunuzdan Mektup)

Sevgili Anneciğim, Babacığım,

  Bütün duygu ve düşüncelerimi dile getirebilseydim, size şunları söylemek isterdim. Sürekli bir büyüme ve değişme içindeyim. Sizin çocuğunuz olsam da sizden ayrı bir kişilik geliştiriyorum. Beni anlamaya ve tanımaya çalışın.

  Deneme ile öğrenirim. Bana ayak uydurmakta güçlük çekebilirsiniz. Oyunda, arkadaşlıkta ve uğraşılarımda özgürlük tanıyın. Beni her yerde, her işimde koruyup kollamayın. Davranışlarımın sonuçlarını kendim görürsem daha iyi öğrenirim. Bırakın kendi işimi kendim göreyim. Büyüdüğümü başka nasıl anlarım?.

  Büyümeyi çok istiyorsam da ara sıra yaşımdan küçük davranmaktan kendimi alamıyorum. Bunu önemsemeyin. Ama siz beni şımartmayın. Hep çocuk kalmak isterim sonra. Her istediğimi elde edemeyeceğimi biliyorum. Ancak siz verdikçe almadan edemiyorum. Bana yerli yersiz söz de vermeyin. Sözünüzü tutmayınca sizlere güvenim azalıyor.

  Bana kesin ve kararlı davranmaktan çekinmeyin. Yoldan saptığımı görünce beni sınırlayın. Koyduğunuz kurallar ve yasakların hepsini beğendiğimi söyleyemem. Ancak, hiç kısıtlanmayınca ne yapacağımı şaşırıyorum. Tutarsız davrandığınızı görünce hem bocalıyor, hem de bundan yararlanmadan edemiyorum.

  Beni dinleyin. Öğrenmeye en yatkın olduğum anlar, soru sorduğum anlardır. Açıklamalarınız kısa ve özlü olsun. Öğütlerinizden çok davranışlarınızdan etkilendiğimi unutmayın. Beni eğitirken ara sıra yanlışlar yapabilirsiniz. Bunları çabuk unuturum. Ancak biribirinize saygı ve sevginizin azaldığını görmek beni yaralar ve sürekli tedirgin eder.

  Çok konuşup çok bağırmayın. Yüksek sesle söylenenleri pek duymam. Yumuşak ve kesin sözler bende daha iyi iz bırakır. "Ben senin yaşında iken..." diye başlayan söylevleri hep kulak ardına atarım.

  Küçük yanılgılarımı büyük suçmuş gibi başıma kakmayın. Bana yanılma payı bırakın. Beni korkutup sindirerek, suçluluk duygusu aşılayarak uslandırmaya çalışmayın. Yaramazlıklarım için beni kötü çocukmuşum gibi yargılamayın. Yanlış davranışım üzerinde durup düzeltin. Ceza vermeden önce beni dinleyin. Suçumu aşmadığı sürece cezama katlanabilirim.

  Beni, yeteneklerimin üzerinde işlere zorlamayın. Ama başarabileceğim işleri yapmamı bekleyin. Bana güvendiğinizi belli edin. Beni destekleyin. Hiç değilse çabamı övün. Beni başkaları ile karşılaştırmayın, umutsuzluğa kapılırım.

  Benden yaşımın üstünde olgunluk beklemeyin. Bütün kuralları birden öğretmeye kalkmayın. Bana süre tanıyın. Yüzde yüz dürüst davranmadığımı görünce ürkmeyin. Beni köşeye sıkıştırmayın. Yalana sığınmak zorunda kalırım. Sizi çok bunaltsam bile soğukkanlılığınızı kaybetmeyin. Kızgınlığınızı haklı görebilirim ama beni aşağılamayın. Hele başkalrının yanında onurumu kırmayın. Unutmayın ki ben de sizi yabancıların önünde güç durumlara düşürebilirim.

  Bana haksızlık ettiğinizi anlayınca açıklamaktan çekinmeyin. Özür dileyişiniz, size olan sevgimi azaltmaz; tersine beni size daha çok yakınlaştırır. Aslında ben sizleri olduğunuzdan daha iyi görüyorum. Bana kendinizi yanılmaz ve erişilmez göstermeye çalışmayın. Yanıldığınızı görünce üzüntüm büyük olur.

  Biliyorum ara sıra sizi üzüyor, belki de düş kırıklığına uğratıyorum. Bana verdiklerinizin yanında benden istediklerinizin çok olmadığını da biliyorum. Yukarıda sıraladaığım istekler size çok geldiyse birçoğundan vazgeçebilirim. Yeter ki beni ben olarak seveceğinize olan inancım sarsılmasın.

  Benden "Örnek Çocuk" olmamı istemezseniz, ben de sizden kusursuz ana-baba olmanızı beklemem. Sevecen ve anlayışlı olmanız bana yeter.

  Sizin çocuğunuz olarak doğmak elimde değildi. Ama seçme hakkım olsaydı, sizden başka kimsenin çocuğu olmak istemezdim.

  Sevgiler... Çocuğunuz

Sevgili öğretmenim!
Size bir mektup daha yazacağım. Canım sıkıldıkça sizinle dertleşiyorum. Çünkü beni ancak siz anlarsınız diye düşünüyorum.
Beni yanlış anlamayasın diye bir 'özür' ile başlamak istiyorum. Sizinle yazışırken 'siz' diye başlayıp 'siz' diye bitirmek isterim. Ancak araya bu kadar 'resmi' bir mesafe koymak istemiyorum. Resmi bir mesafe olursa ben içimdekileri tam yansıtamam. 'Siz' değil de 'sen' diye cümlelerime devam edeceğim için bana kırılmayın lütfen!

Merhaba Öğretmenim!
Yakında 'veli toplantıları' başlayacak. Benim içimi bir korku sardı yine. Ne tuhaf bir korku bu aslında... Düşünsenize, dünyada beni en çok seven insanlar olan annem – babam ve bana en çok emeği geçen insan olan öğretmenim bir araya gelecekler, ama ben korkuyorum . Benim geleceğim için çalışan insanlar bir araya gelecekler. Sevinmem gerekirken korkuyorum.
Korkumun sebebi sen değilsin öğretmenim. Geçen yıl ki sınıf hocamız yüzünden bu korku var içimde. Geçen yıl yapılan toplantıdan sonra evimizde neler olmuştu neler! Sınıf hocamız anneme beni şikayet etmiş. Annem o öfkeyle eve geldi. Babama her şeyi aktardı. Öyle bir fırça yedim ki evde… Bir hafta boyunca ailemle neredeyse hiç konuşmadık.
Sadece ben değil tüm arkadaşlar aileleriyle problem yaşamıştı o toplantıdan sonra. Sınıf arkadaşlarımızdan birisinin babası o kadar sinirlenmişti ki, arkadaşımızı neredeyse evden kovacaktı.
Kusurlarımızı, hatalarımızı, yaramazlıklarımızı anne babalarımıza hiç söylemeyin, her kusurumuzu ört bas edin demiyorum. Ancak anlamakta zorlandığım bazı noktalar var.
Anne babalarımıza bizleri o kadar şikayet eden öğretmenimiz niçin hiç iyi yönlerimizden bahsetmemiş. Bir canavarı tarif eder gibi, 'bu çocuk adam olmaz, bu kızda iş yok, ne biçim çocuk yetiştirmişsiniz' gibi cümleleri, bir makineli tüfek gibi velilerimizin üstüne yağdırmış eski sınıf öğretmenimiz. Sanki anne babalarımız 'haylaz' olduğumuzu bilmiyor mu? Biliyorlar elbette. Ancak diğer velilerin içinde bu kadar rencide olunca tüm öfkeleriyle bize yükleniyorlar.

Sevgili Öğretmenim.
Bizim anne babalarımız zaten cahil. Bir çoğu köyden şehre çalışmak için gelmiş, bizleri okutmak isteyen iyi niyetli cahil insanlar.
Annem, anneliği, sadece çocuk doğurup karnını doyurmak sanıyor. Babama sorsanız bizim için ceketini satar bizi okutur. Ancak çocuk eğitmenin doğurmak veya doyurmak olmadığını bilmiyorlar.
'Biz cahil kaldık işte! Siz okuyun diye çırpınıyoruz!' derken annemin gözleri dolar. Ancak aynı annem her sabah güne 'Seda Sayan' ile başlıyor. Öğleden sonraları saçma sapan kadın programları izliyor. Akşamları da mutfakta ki Televizyon da izlemesi gereken birkaç dizisi vardır mutlaka.
Niçin mutfakta ki Televizyon diye soracak olursanız hemen söyleyeyim. 'Ceketimi satar, sizi yine okuturum!' diyen babam, eve gelince hemen TV'nin karşısına oturur. Haberleri defalarca izledikten sonra izleyecek bir dizi mutlaka bulur! Hele birde maç varsa tamamdır. Misafir odasına kimse yaklaşamaz.
Ben annemin babamın ellerinde hiç kitap görmedim. Okuma yazmaları olmasa anlayacağım. Sanki eğitim sadece diploma peşinde koşmakmış gibi anlamışlar.
Bizim için 'saçını süpürge' ettiğini söyleyen annem ve 'ceketimi satar, sizi yine okuturum!' diyen babamın kendilerini eğitmek için hiç çaba sarf ettiğini görmedim.
Bunları seninle niye paylaştığımı söyleyeyim öğretmenim.
Anne babamı size şikayet etme niyetinde değilim. Ben onları çok seviyorum. Ancak onlara bu gerçekleri ben söylesem 'nankör evlat!' olurum. Lütfen bir sonraki veli toplantısında beni ve arkadaşlarımı anne ve babalarımıza şikayet etmeden önce, onlara çocuk eğitimi konusunda biraz bilgi verin.
Karne notlarımızı saklayın, yaramazlıklarımızı gizleyin demiyorum. Notlarımız hakkında da bilgi verin, şikayetlerinizi de dile getirin.
Ancak ailelerimizi bir araya toplamışken onlara eğitim verseniz. Özellikle 'Çocuk Eğitimi, Ergenlik döneminde iletişim' gibi konularda her toplantıda biraz bilgi verseniz, hem sizin işinizde kolaylaşmaz mı?
Hababam sınıfındaki o sahneyi bilirsiniz öğretmenim! Hani Mahmut hoca tüm anne babaları sınıfa toplayıp, çocuklarının karnelerini onlara verdiği sahne… Orada Mahmut hoca diyor ki, 'Bu karneler sadece çocuklarınızın değil, aynı zamanda sizinde karneleriniz sayılır. Bu notlar sadece çocuklarınızın değil sizinde notlarınız.'
Veli toplantılarına katılmayan ailelerden hep şikayet etmekte haklısınız. Ancak bazı arkadaşlarımın aileleri öğretmenlerinin tavırları yüzünden toplantılara katılmadıklarını söylüyorlar.

Sevgili öğretmenim!
Anne babamı sana şikayet ediyorum belki. Yaptıkları hataları cahilliklerinden yaptıklarını da biliyorum. Ancak geçen yıl ki öğretmenimin yaptıklarını düşününce üzülüyorum. Bir öğretmenin bunları bilmesi gerektiğini, ve böyle basit hatalar yapmaması gerektiğini düşünüyorum.
Tekrar ediyorum. Annem babam cahil öğretmenim!
Ya sen?

Sait ÇAMLICA

Eğitimci-Yazar

SAYGIDEĞER   VELİLER,
 
Yeni eğitim-öğretim programı öğrenci merkezli bir öğrenim programı sunmaktadır.Çocuklarımızın temel yaşam becerilerine ve istenen kişisel niteliklere sahip bireyler olarak yetişmeleri ortak amacımızdır.Bizim ortak paydalarımız;  
1. Öğretmeye değil öğrenmeye,
2. Ezberciliğe değil anlamaya,uygulamaya
3. Şekilciliğe değil kişilik geliştirmeye;
4. Başarısızlığı ölçmeye değil,başarıyı ölçmeye
5. Korku ve otoriteye dayalı değil, sevgiye değer vermeye öğrencinin mutlu olmasına dönük bir eğitim anlayışı uygulaması temel hedefimiz olacaktır.
Programın temel yaklaşımı ve yapısı:
Geleneksel eğitim anlayışında öğrenciler,içleri bilgiyle doldurulabilecek boş kaplar olarak görülmektedir.Oysa öğrenciler okula çok farklı deneyimlerle ve düşüncelerle gelirler.Her öğrenci okula kendi deneyimlerini,alışkanlıklarını ve beğenilerini beraberinde getirir.Bundan dolayı bütün öğrencilerin aynı konuları aynı şekilde ve aynı düzeyde öğrenmeleri beklenemez.Başka bir değişle,her öğrenci kendisine sunulan uyarıcıları kendi deneyimlerine bağlı olarak anlamlandırır ve bilgiyi kendine göre yapılandırır.Bu da her öğrenciye kendi öğrenmesinden sorumlu olmasını gerektirir. Yapılandırıcı öğretmen olarak hedefim
 1.Öğrencileri girişken olmaya yüreklendirmek.
2.Öğrenci görüşlerinin dersi yönlendirmesine,öğretim yöntemlerini etkilemesine ve dersin içeriğini değiştirmesine izin vermek.
3.Öğrencinin kendi bakış açısını oluşturmasına izin vermek.
4.Öğrenciye kendi düşüncelerini geliştirmeleri için fırsat vermek. 
5.Soruları yanıtlamaları için öğrencilere daha uzun süre tanımak. 
6.Öğrencileri meraklandırmak. 
7.Alternatif görüşler sunarak öğrencilerin geniş bir bakış açısı kazanmalarına yardımcı olmak.     
8.Öğrencilere rehberlik etmek.   
9.Olayları yorumlarken basite indirgemek yerine,gerçek dünyanın karmaşıklığını göz önünde bulundurmak.
10.Hataları öğrencinin anlaması üzerine dönüt sağlamak için bir fırsat olarak kullanmak.
Yeni programda biz öğretmenler, öğrencilerimize bilgileri hazır olarak sunmak yerine onların çeşitli etkinlikler yapmalarını sağlayarak öğrenmeye yaklaştırmak,öğrendiklerini kalıcı hale getirmektir.
Bu etkinliklerin planlanmasında ve gerçekleştirilmesinde veliler olarak sizlere de büyük sorumluluklar düşmektedir.Öğrencilerimizin okuldaki öğrenmelerini takip ediniz. Etkinlikler bazen zaman alıcı olabilir,konular az ve basit olabilir.Ancak onların kısa sürede çok miktarda  bilgiyi depolamaları yerine daha uzun sürede bilgiyi ‘’anlayarak’’ kazanmalarını tercih ediniz.Önemli olan akademik başarının yanı sıra yavrularımızın hayatta da başarılı bireyler olabilmeleridir.Programın ölçme değerlendirme boyutunda da eğitim-öğretim süreçleri değerlendirilecektir.Gözlem formları,çalışma kağıtları,performans ödevleri,şeklinde çalışmalar etkinlik dosyalarında bulundurulacaktır. 2008-2009 Eğitim öğretim yılı öğrencilerimize ve sizlere hayırlı uğurlu olması dileklerimle saygılar sunarım. 

Çocuklar daha kolay nasıl öğrenir!
Öğrenme Stilleri Modeli'nin mucidi Prof. Dr. Rita Dunn'a göre kolay öğrenmeleri için çocuklara düşünme biçimlerine göre farklı teknikler uygulamak gerekiyor.
Çocuğunuzun ders çalışma yönteminden memnun değil misiniz? Çabucak dikkati mi dağılıyor? Öğrenmesini nasıl kolaylaştırabilirsiniz? Ünlü öğrenme stillleri teorisyeni Rita Dunn, her çocuğun kendi düşünme biçimine uygun bir öğretme yöntemi bulunduğunu savunuyor
'Cevapları rap şarkısı olarak alın' Çocuğunuz nasıl öğreniyor? Müzik dinleyerek ders çalışması sizi rahatsız ediyor mu? Ya da masasının üzerine yığılmış, dağınık kitaplar varken çalıştığını gördüğünüzde içinizden "Böyle ders mi çalışılır?" cümlesini geçirdiğiniz oluyor mu? Ödevlerini yaparken bir şeyler atıştırmak istiyor mu? Derslerini masa yerine koltuğa ya da yatakta uzanarak yapmayı mı tercih ediyor? Öğretmeni size dikkatinin dağınık olduğundan, sınıfta çok konuştuğundan şikayet ediyor mu? Kız ve erkek çocuğunuz arasında öğrenme farklığını gözlemliyor musunuz? Tüm bunlar ailelerin cevaplarını merak ettiği sorular. Oysa öğrenme stili üzerinde çalışan uzmanlara göre, her çocuğun ayrı bir öğrenme biçimi bulunuyor. Önemli olan çocuğun nasıl öğrendiğini belirlemek ve yeni bilgiyi onun öğrenme stiline göre öğretmek. Dünyada en çok araştırılan ve uygulanan Dunn&Dunn Öğrenme Stilleri Modeli'nin mimarı ve yaşamının 40 yılını bu konuyla ilgili çalışmalara ayıran 79 yaşındaki St. John's Üniversitesi Eğitim Yönetimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Rita Dunn öğrenme stillerini ve çocukların nasıl daha iyi öğrenebileceklerini anlattı ve ailelere uygulayabilecekleri ipuçları verdi.
KİMİ ÇOCUĞA SES KİMİNE IŞIK GEREK

"Öğrenme stilleri" kavramı ilk kez 1960'lı yıllarda ABD'de tartışılmaya başlandı. Bu kavramı ortaya ilk atan da Prof. Dr. Rita Dunn oldu. Amacı her insanın farklı biçimde öğrendiğini ortaya koymaktı. Türkiye'ye Bilfen Okulları'nda bu sistemi kurmak için gelen Prof. Dr. Rita Dunn'a göre, "Çocuklar öğrenme konusunda engelli değiller, bizler onlara öğretme konusunda engelliyiz." 1990'lı yılların başından itibaren öğrenme stilleri değişik ülkelerde okullarda uygulanmaya başlandı. Burada amaç her öğrencinin öğrenme stilini belirlemek ve ona göre öğretmek oldu. Dunn'a göre öğrenme stilleri, "uyarıcılar" adı verilen çevresel, duygusal, sosyolojik, fizyolojik ve psikolojik olmak üzere beş etkene ayrılıyor. Bu etkenler de öğrenmeyi etkileyen en önemli faktörler.

DÜŞÜNME BİÇİMİ ÖNEMLİ

Öğrenme stillerine göre, öğrenciler sağ ve sol beyinlerindeki baskınlığa bağlı olarak bilgiyi işleme ve düşünme biçimleri açısından, analitik ve global (bütünsel) diye psikolojik açıdan ikiye ayrılıyorlar. Öğrenme stilleri ile ilgili 18 ülkede araştırma yapan Dunn'un sonuçlarına göre, öğrencilerin yüzde 85'i global. Ancak öğretmenlerin yüzde 65'i analitik. Öğretmenlerin çoğu analitik olduğu için analitik öğrenen çocuklar, bu durumda çok şanslı. Öğrenmede kötü sonuçlar çıkmasının nedenlerinden biri de öğrenciler global olmasına rağmen, öğretmenlerin analitik olması. Globaller kendi hayatlarındaki önemini anlayana kadar konuya konsantre olmakta zorlanırken, analitikler kelime ve sayılara önem veriyor, detayları inceliyor. Bu nedenle de öğretmenlerin sınıflarında öğrencilerin öğrenme stillerini bilmeleri ve buna göre derse devam etmeleri gerekiyor.
GençTürk Haber
UNUTMAYI  ÖNLEMENİN  ŞOK  KURALLARI

İnsan öğrendiklerinin yarısını öğrenmeden sonraki ilk yirmi dakikada unutur.

Unutma öğrenmenin düşmanıdır.Tekrar, unutmayı azaltan en önemli etkendir.

Düzenli tekrarlar yapanlar çalışırken  hafızalarındaki geniş bilgi birikimi sayesinde yeni bilgileri çok daha kolay özümlerler.Bu tepeden yuvarlanan kar topuna benzer, aşağı yuvarlandıkça büyür, büyüdükçe artan kütlesi ile hızı artar.

Tekrar Etmenin Yolları

1.30-40 dakikalık bir öğrenme seansı sonunda yapılmalı ve 10 dakika sürmelidir.Bu, öğrenilen bilginin 24 saat hatırlanmasını sağlar.

2.5-10 dakikalık süre ile yapılacak bu tekrar, öğrenmeden 24 saat sonra yapılmalıdır.Bu  kısa çalışma bilgilerin bir hafta süreyle hatırlanmasını sağlar.

3.Öğrenmeden sonraki birinci haftanın sonunda yapılır.Bu tekrar bilgilerin bir ay süreyle hatırlanmasını sağlar.

4.Öğrenmeden yaklaşık bir ay sonra yapılır.Bu tekrar bilginin çok daha uzun süre sağlıklı olarak hatırlanmasını sağlar.

5.Öğrenme üzerinde  en az bozucu etki yapan etkinlik uykudur.Bu nedenle yatmadan önce

15-20 dakika özgün çalışılan konular tekrar edilir ve sabahleyin bu konular 15-20 dakikalık bir süre hatırlanabilmesi için önemli bir avantaj sağlanmış olur.Gerekli gereksiz her şeyi öğrenmek yerine yalnızca  gerekli olanlar öğrenilmelidir.Bunun için dershanedeki  derslerinize düzenli devam ediniz.Öğrenmede somut olanların soyut olanlara göre kolay öğrenildiği unutulmamalıdır.Öğrendiğiniz bir ilkeyi, formülü dershane yayınlarındaki soruların çözümünde kullanarak somutlaştırın.

Dersi Hatırlama

Öğrendikleriniz arasında bağıntılar kurunuz.Birbiriyle ilişkilendirilen konular belleğe daha kolay aktarılır ve hatırlanır.Öğrenirken kavramları, formülleri kodlandırın.Örneğin kimyadaki P.V=NRT gibi bir formülü (Paran Varmı=eN RayT )

VERİMLİ DERS ÇALIŞMA KURALLARI
1.Çalışmaya istekli başlanmalıdır.
2.Çalışma ortamı hazırlanmalıdır.
3.Çalışma için plân ve program yapmak.
4.Öğrenci ders çalışmaya başlarken 5N formülünü
uygulamalıdır.
Neyi öğreniyorum?(Konu)
Niçin öğreniyorum?(Amaç)
Nasıl öğreneceğim?(Yöntem)
Nelerle öğreneceğim?(Kaynak Araç-Gereçler)
Ne kadar öğrendim?(Değerlendirme)
5.Öğrenci çalıştığı konu ile ilgili olarak mutlaka özet çıkarmalıdır.
VELİLERE TAVSİYELER
*Öncelikle, sevgi ve saygıya dayalı aile içi sağlıklı ilişkiler kurun.
*Çocuğunuza güvendiğinizi hissettirin.
*Çocuğunuzu yermeyin, aksine övün, sürekli olumlu mesajlar verin.
  Asla bir başkasıyla kıyaslamayın
*Çocuklara uygun bir çalışma ortamı hazırlayın.
*Çocuğunuzun öğretmeni ile iyi ilişkiler kurun.
*Çocuğunuzun yanında asla maddi ve manevi sorunları konuşmayın.
*Çocuğunuzun kapasitesinin çok üzerinde başarılar beklemeyin.
*Belli aralıklarla mutlaka aile toplantıları yapın,çocukların düşüncelerini dinleyin.
Sayın veliler;
Çocuğumuzun ileride nasıl bir insan olmasını istiyorsak, öyle anne –baba olmalıyız.
Sayın anne ve babalar;
*Veli toplantıları sadece öğrencinin ders
notlarının öğrenildiği ve değerlendirildiği
veli-öğretmen görüşmesi  değil,
tek tek öğrenci sorunlarının tespit edilip,
çözüm yollarının üretildiği bir toplantı
olduğunu hatırlatır, bilgilerinize arz ederim.
 
ANKET  
 

Sınıftaki çalışmaları yeterli buluyor musunuz?
Evet
daha iyi olabilir
fena değil
hayır

(Sonucu göster)


 
DUYURULAR  
 

 

ÇALIŞMA SAYFALARINA .sınıf 2.Yazılı tarihleri e-okul'a işlenmiştir. .

1.Yarıyıl deneme sonuçları açıklandı.

Sınıf çalışmalarımız,Etkinlikler sayfasında..

2.yarıyıl 6Şubatta başlayıp 08 Haziran 2012 de sona erecek.

Öğrencilerimize faydalı linkler,Linkler sayfamızda .

Sınıfımızdan ve okulumuzdan haberler haber sayfamızda.

5.F sınıfı .2,dönem 2. veli toplantısı 21 Nisan cumartesi günü yapılacaktır.

 

 
MEB.HABERLER  
   
ATATÜRK'ÜN GENÇLİĞE SESLENİŞİ  

 

 

 
ATATÜRK'ÜN GENÇLİĞE SESLENİŞİ !

*Ey Türk gençliği! Birinci görevin, Türk bağımsızlığını, Türk Cumhuriyetini, sonsuza değin korumak ve savunmaktır.

Varlığının ve geleceğinin biricik temeli budur. Bu temel, senin en değerli hazinendir. Gelecekte de, seni bu hazineden yoksun kılmak isteyecek iç ve dış düşmanların olacaktır.

Bir gün, bağımsızlığını ve cumhuriyeti savunmak zorunda kalırsan, göreve atılmak için, içinde bulunacağın durumun olanaklarını ve koşullarını düşünmeyeceksin! Bu olanaklar ve koşullar çok elverişsiz bir nitelikte belirebilir. .

Bağımsızlığına ve cumhuriyetine göz dikecek düşmanlar, tüm dünyada benzeri görülmedik bir yenginin temsilcisi olabilirler. .

Zorla ve aldatmaca ile kutsal yurdunun tüm kaleleri alınmış, tüm gemi yapım yerlerine girilmiş, tüm orduları dağıtılmış ve yurdun her köşesine düşman girmiş olabilir

Tüm bu koşullardan daha acıklı ve korkunç olmak üzere, yurt içinde yönetimin başında olanlar, aymazlık ve sapma, hatta sapkınlık içinde bulunabilirler. .

Dahası, bu yöneticiler kişisel çıkarlarını, saldırganların politik amaçlarıyla birleştirebilirler. Ulus, yoksulluk ve sıkıntı içinde yıkkın ve bitkin düşmüş olabilir.

*Ey Türk geleceğinin evladı! İşte, bu durum ve koşullar içinde bile görevin; Türk bağımsızlığını ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Gereksinim duyacağın güç damarlarındaki soylu kanda vardır. K.ATATÜRK .

 
ATATÜRK'TEN SON MEKTUP  
 
Atatürk'ten Son Mektup !
Ey Ölümsüz Atam;

Bırakın o altın yaprağı artık, Bırakın rahat etsin anılarda şehitler. Siz bana, neler yaptınız ondan haber verin. Hakkından gelebildiniz mi yokluğun, sefaletin ? Mustafa Kemal'i anlamak yerinde saymak değil, Mustafa Kemal ülküsü, sadece söz değil.

Bana, muştular getirin bir daha, Uygar uluslara eşit yeni buluşlardan… Kuru söz değil, iş istiyorum sizden anladınız mı ? Uzaya Türk adını Atatürk kapsülüyle yazdınız mı ? Mustafa Kemal'i anlamak avunmak değil, Mustafa Kemal ülküsü, sadece söz değil. .

Halâ, o, acıklı ağıtlar dudaklarınızda, Halâ oturmuş, 10 Kasımlarda bana ağlıyorsunuz. Uyanın artık diyorum, uyanın, uyanın ! Uluslar, fethine çıkıyor, uzak dünyaların… Mustafa Kemal'i anlamak göz boyamak değil, Mustafa Kemal ülküsü, sadece söz değil.

Beni seviyorsanız eğer ve anlıyorsanız ; Laboratuarlarda sabahlayın, kahvelerde değil. Bilim ağartsın saçlarınızı… Kitaplar… Ancak, böyle aydınlanır o sonsuz karanlıklar… Mustafa Kemal'i anlamak ağlamak değil, Mustafa Kemal ülküsü, sadece söz değil.

Demokrasiyi getirmiştim size, özgürlüğü… Görüyorum ki, halâ aynı yerdesiniz, hiç ilerlememiş, Birbirinize düşmüşsünüz, halka eğilmek dururken. Hani köylerde ışık, hani bolluk, hani kaygısız gülen ? Mustafa Kemal'i anlamak itişmek değil, Mustafa Kemal ülküsü, sadece söz değil.

Arayı kapatmanızı istiyorum uygar uluslarla Bilime, sanata varılmaz rezil dalkavuklarla. Bu vatan, bu canım vatan, sizden çalışmak ister, Paydos övünmeye, paydos avunmaya, yeter, yeter ! Mustafa Kemal'i anlamak aldatmak değil, Mustafa Kemal ülküsü, sadece söz değil.

Gereksinim duyduğum güç damarlarımdaki soylu kanda vardır.

 

 

 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol