sinifcicekleri
 
  Ana Sayfa
  Haberler
  Atatürk
  Belirli Günler
  Rehberlik
  => VERİMLİ DERS ÇALIŞMA
  => VELİLERE REHBERLİK
  => Rehberlik Yazıları 1
  Okulda Beslenme
  2.sınıf Dosyalar
  3.sınıf dosyalar
  4.Sınıf
  5.Sınıf
  Biraz da Eğlence
  Gerekli linkler
  İletişim
  Deneme Sonuçları
  Albümlerimiz
  Ankelerimiz
  Çiçeklerim
  Ziyaretçi Defteri
  Etkinlikler
sinifcicekleri copyright
VELİLERE REHBERLİK

Hiçbir şeye ihtiyacımız yok, yalnız bir şeye ihtiyacımız vardır; çalışkan olmak ! M.Kemal ATATÜRK 1923
Kimse kimseye yasamayı öğretemez. Çocuğunuza hayatı hazır bir reçete olarak sunamazsınız.
Çocuğunuzun hayat yolunu çizemezsiniz, ona ancak kendi yolunu çizebileceği bir harita verebilirsiniz.
Çocuğunuzun yetişkinliğinde size göstereceği ilgi ve yakınlık, sizin kendi anne-babanıza gösterdiğinizden fazla olamaz. Buna mezarlık ziyaretleri de dâhildir.
Sevginin büyükten küçüğe, saygının küçükten büyüğe yöneleceği doğru değildir. Büyüğün küçüğe göstereceği saygı, küçüğe saygılı olmayı öğretir.
Çocuğa saygı demek, onun bağımsız bir varlık olduğunu kabullenmek demektir.
Fazla sevginin çocuğunuza zarar vereceğini düşünmeyin. Sevginin fazlası zarar vermez. Zararla olan yanlış sevgidir.
Çocuğunuza birçok şeyi şartlı olarak verebilirsiniz. Ancak sevginiz “şartlı” değil, “kayıtsız saatsiz” olmalıdır.
Çocuğunuz en çok, sevgiyi hak etmediğini düşündüğünüz sırada sevgiye ihtiyaç duyar.
Çocuklarınıza vereceğiniz en değerli hediye ilgi ve zamanınızdır.
Çocuğunuza canla hayvan (kedi, Balık, kus, köpek) âlin. Bir canlıyla ilişki, onda sevgi ve sorumluluk duygularını sözlerle sağlanamayacak ölçüde geliştirir.
Ender durumlar dışında, anne-baba daima ayni tarafta olmalıdır. Böylece çocuk, anne-babanın zaaflarından yararlanmak gibi bir yola başvurmayı öğrenmez.
Hoşgörü, çocuğunuzu sizin istediğiniz gibi davranmaya iteklendirir.
Hoşgörü, karşımızdakini istediğimiz gibi olmaya zorlamak denil, kendi istediği gibi olmasına imkân vermektir.
Hoşgörü ile büyüyen çocuklar, sabırlı ve hoşgörülü olmayı öğrenirler.
Anne-baba olmanın en zor tarafı, bir şeyin nasıl doğru yapılacağını bildiği halde, yanlış yapılmasına sabır göstermektir.
Amaçlar, uğurlarında adım çaba harcanırsa ve düzenli olarak o yönde gayret gösterilirse gerçekleşir. Mutlu ve sağlıklı çocuklar yetiştirmek bilinçli bir zaman yatırımı gerektirir.
Çocuğunuza öğüt vereceğinize ona örnek olun.
“Kibarlık, vericilik ve dürüstlük” ancak yaşanarak öğrenilir. Örneğin, bir satıcının size fazla verdiği para üstünü mutlaka çocuğun önünde geri verin.
Erkek çocukların babalarını, kız çocukların annelerini örnek aldıkları görüsü doğru sayılamayacak kadar “genel” bir görüştür. Çocuklar sıcak, yumuşak ve verici yetişkinleri kendilerine örnek alırlar.
Çocuğunuza değerlerinizi benimsetmek istiyorsanız, az kızın ve yumuşak olun.
Hata yaptığınız zaman bunu kabul edin ve dile getirin.
Çocuğunuza karşı yaptığınız bir davranışınız sizi üzüyorsa ondan özür dilemekten çekinmeyin.
Çocuk anne-babanın görülen birçok özelliğini aldığı gibi, gözle görülmeyen özelliklerini de alır.
Çocuğunuzun mizacından memnun değilseniz, kendinizin ve esinizin ayni yastaki durumunu soruşturun. Şaşılacak benzerlikler bulacaksınız.
Çocuğunuz bağımsız bir birey olacaktır. Onu sizin kişiliğinizin değerlendirileceği bir karne gibi görmekten vazgeçin.
BEBEKLIK VE ÇOCUKLUK
Bebekler kendilerine gülünmesinden ve kendileriyle yumuşak bir sesle konuşulmasından mutlu olurlar ve algıları gelişir. Bebeğinize gülün ve onunla konusun.
Bazı anne-babalar bebeklerin zekâsını geliştirebileceklerini düşünürler. Yatak çarşaflarının renkli ve desenli olması gibi şeyler bebeğin algısının gelişmesi için yeterlidir. Bunun ötesinde Çocuğunuzun zekâsını geliştiremezsiniz. Çocuğunuzu zorlamayın.
Bebeğinizin diş çıkartırken, yürümeye ve konuşmaya baslarken, huysuz olacağını kabullenin.
Bebekler gelişimlerinin her aşamasında huzursuz ve çekilmez olurlar.
Çocuğunuzun televizyon sebebiyle geç yatmayı alışkanlık haline getirmesine izin vermeyin.
Atalarımız “Uyusun da büyüsün” demişler. Bugün doğru söylediklerini biliyoruz. Büyüme hormonu gece uykuda salgılanır. Geç yatan çocuklar sağlıksız olur. On iki yasına kadar çocuklar kisin en geç 21.00, yazın 22.00’de yatmalıdır.
Yemek konusunda çocuğun üstüne fazla düşmeyin. Onun da özel tercihleri olabileceğini kabul edin.
Çocuğunuz önündeki yemeği yemekte zorlanıyorsa, tabağı bitirmeye mecbur etmek yerine, yarısını yemesini isteyin. Belki yarim tabak eksik yemek yer, ancak adına “uzlaşma” denilen ve hayati yaşanılır kılan bir özellik kazanma yolunda önemli bir adim atar.
Oyun oynayarak, komiklik yaparak yemek yedirmeyin. Aksi takdirde yemek saatinde özel ilgi bekler.
Hela terbiyesi büyük ve küçük çisi için ayrı varılmaz. İki yasına gelen çocuğun annesi iki gece uykusuz kalmayı göze alırsa bu is çözülür.
Çocuğunuza okumayı okula başlamadan öğretmek için denemede bulunun, ancak asla zorlamayın. Çocuğunuza okul öncesi öğretmek istediklerinizi oyunla yapın. Zevk alıyorsa devam edin, istekli değilse bırakın.
Sayıları öğrendikten sonra Çocuğunuza harçlık verin. Tasarruflarını tevsik edin.
Çocuğunuza paranın değerini öğretin. Her konudaki âlim kararının öncelikle “ucuz” veya “pahali”likla değil, alınacak nesnenin bu paraya “değer” veya “değmez” olusu ile ilgili olduğunu anlatın.
Çocuğunuzun harçlığı ile yaptığı harcamaları yönlendirin, ancak karşı çıkmayın. Yanlış yapmadan doğrunun bulunamayacağını unutmayın.
Haftalık alışverişinizi çocuğunuzla yapın ve taleplerini sıkılmadan ve dürüst olarak cevaplandırın. Böylece Çocuğunuza “para gerçeğinizi yaşatarak öğretmiş olursunuz.
Beş yasından başlayarak Çocuğunuza günlük program yapın. Sekiz yasından başlayarak programda onun fikirlerine yer verin. On yasından başlayarak bırakın programını kendisi yapsın.
Günlük program ders ve sorumlulukların toplamı değildir. Programın içinde eğlenme, dinlenme, okuma, televizyon seyretme ve sosyalleşmenin yer almasını teşvik edin.
Çocuğunuza sık ders çalışması gerektiğini hatırlatmaktansa, yaptığı günlük programı televizyonun yanına asmasını isteyin.
Küçük çocuğunuzu asla direksiyona oturtmayın, araba kullanırken kucağınıza almayın.
On iki yasına gelmeden çocuğunuzu arabanın önüne oturtmayın. Araba hareket halindeyken çocuk arkada ve bağlı olmalıdır.
Altı yasına kadar çocuklar, arkada iki koltuk arasında ayakta durmaya bayılırlar. Bir kaza sırasında en büyük zararın arkada, ortada oturana ve durana geldiğini hep hatırlayın.
Çocuğunuzu yaz okullarına gönderirken çok dikkatli olun. Yaz okullarının büyük çoğunluğu, vaat edilenlerin aksine çocukların kendi haline bırakıldığı yerlerdir.
Yaz okullarının çoğu, çocuğa yasının ötesinde cinsel eğitim vermeye yarar.
Çocuğunuzun gittiği yaz okulunu sik ziyaret edin, aksaklıkları yöneticilerle görüsün.
Çocuğunuzun hak ettiği ilgiyi görmesinin tek yolu budur.
 
ÇOCUGU KABULLENMEK
Çocuğunuzu olmasını istediğiniz gibi değil, olduğu gibi kabul edin. Böylece olabileceklerinin en iyisi olmalarına imkan verirsiniz.
Çocuğunuzu değiştiremezsiniz. Onu ancak değişim için cesaretlendirebilir ve isteklendirebilirsiniz.
Küçük çocuğunuzu değiştirmeye çalışmak, onun üzerine oturmaya benzer. İstediğinizi elde ettiğinizi düşündüğünüz sırada, altta kalanın enkaz olduğunu fark edersiniz.
Çocuğunuzun sahip olmadığı özelliklere üzülmek yerine, sahip olduklarına sevinin.
Çocuğunuzun yansıttığı kişiliği kabul edin.
Çocuğunuzun yaptığı, elinden gelendir. Çocuğunuzun sınırlarını kabullenin.
Sizin istediğiniz ve Çocuğunuzun yapamadığı birçok şey, gerçekte Çocuğunuzun elinden gelmediği için yapamadığı şeylerdir.
Çocuğunun “çok akilli, ama tembel” olduğunu düşünen anne-babaların çoğu ya birinci, ya ikinci yargılarında yanılıyorlardır.
“Çok akil” mutlaka herhangi bir alanda çocuğun ortaya yaşıtlarından çok farklı bir şey koymasına imkan verir. (İste size Çocuğunuzun çok akilli olup olmadığını sınayacak bir ölçü)
 
OYUN - OYUNCAK
Hangi yasta olursa olsun, çocuğunuzla oynadığınız oyunları kaybedin. Çocuğunuzun “yenile yenile yenmeyi öğreneceğini” düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Çocuklar yenildikleri zaman daima oyuna ilgilerini kaybederler.
Çocuğunuza pahalı elektronik oyuncaklar almak isteğiniz zaman iki kere düşünün. Bozar diye oynamasına izin vermediğiniz zaman, hem sevincini, hem girisimciligini engellemiş olursunuz.
Pahalı elektronik oyuncaklar büyük çoğunlukla kullanışlı oyuncaklar değildir. Çünkü verdikleri ilk sevincin ötesinde birçok sıkıntı getirirler.
ILETISIM
Küçük Çocuğunuza bir şey söylerken, diz çökerek onunla ayni hizaya gelmeye çalısın. Sizinle işbirliği yapmaya daha istekli olduğunu göreceksiniz.
Çocuğunuzun her yasta anlattığını, sıkıntıdan patlasanız bile can kulağıyla dinleyin.
Söyleyeceklerini bilseniz bile çocuğunuzu iyi dinleyin. Vaktiniz yoksa bunu ona söyleyin ve sonra dinleyin.
Çocuğunuzun anlattıklarını dinlemiyorsanız, bir süre sonra onun da sizi dinlemediğini fark edersiniz.
Çocuğunuzu yargılamadan dinleyin. Böylece onun gerçek duygu ve problemlerini öğrenme sansınız olur.
Çocuğunuzun duygularına karşı çıkmayın. Düşüncenin doğrusu, yanlısı olsa bile, duygunun doğrusu, yanlısı olmaz.
Korkuyorum, diyorsa “Ne var bunda korkacak?” diye karşı çıkmak yerine, “Demek korkuyorsun” diyerek sârilin. Göreceksiniz hem korkusunu anlatacak, hem de onu yenme sansı artacaktır.
Kendisini sıkıntıya sokan her yaşantısından sonra, “ne sonuç çıkarttığını” sorarak, “ders almasına” ve “tecrübe kazanmasına” yardımcı olun. O sırada onunla asla tartışmayın. Ders vermeye kalkmayın. Mutlaka gerekiyorsa bunları daha sonra, duyguları yatıştıktan sonra yapın.
Çocuğunuzu hatasını görmesi için zorlamayın. Böylece aradan zaman geçince gerçeği görmesini kolaylaştırmış olursunuz.
Çocuğunuzu kendinize düşman etmek istemiyorsanız, bir başarısızlığından sonra “Ben sana demedim mi?” demeyin.
Çocuğunuza emir vermeyin. Ondan isteyin.
Çocuğunuza bir satıcıdan istediği tenzilatı veya tavizi kavga etmeden almasını öğretin.
Haksızlığa uğradığınıza inandığınız bir yerde, hakkinizi arayış biçiminize Çocuğunuzun tanık olmasını sağlayın. Ona kavga etmeden ve bağırmadan haksızlıklara karşı çıkmanın mümkün olduğunu gösterin.
Çocuğunuzu dinlerken, mutlaka yüzüne bakin ve onunla göz iliksisi içinde olun. Kendisine önem verildiğini hissedecektir.
Çocuğunuzla iddialaşmayın. Yumuşak bir sesle “Ben böyle düşünüyorum” deyin ve susun.
Dediğinizi kabul etme ihtimali artar (hemen değilse bile, biraz sonra).
“Ne” söylediğinizden çok daha önemli olan “nasıl” söylediğinizdir. İlişkiniz istemediğiniz gibi gelişiyorsa, ifadenizi ve beden dilinizi kontrol edin.
İletişim kişiye değil, kişiyle yapılır. Siz konuşurken Çocuğunuz susup dinliyorsa, boşa konuşuyorsunuz demektir.
Kimse duymak istemeyen biri kadar sağır değildir.
Çocuğunuza düşünce ve duygularını ifade etme fırsatı verin ve cevap veriyor diye ona kızmayın.
Çocuğunuza doğru bilgi verin. “nasıl olsa anlamaz”, “bunu onun iyiliği için yapıyorum” gibi gerekçelerin arkasına sığınmayın. Kaybolan güven geri gelmez.
Çocuklarla anlaşmanın en iyi yolu, onlara iyi niyetle yaklaşmaktır.
Çocuğunuzla aranızdaki duygusal çatışma, istemediğiniz boyutlara varıyorsa, “kimin hakli olduğunu” düşünmek yerine, varmak istediğiniz amacı düşünün ve davranışınızı gözden geçirin.
Çocuğunuzun yaptığı bir sedyen hoşlandığınızda, bunu sebebiyle belirtin. Böylece “otomatik” teşekkür yerine, insanları mutlu eden “özel teşekkür”e geçebilirsiniz.
Bir tartışma sırasında asla birkaç problemi birlikte çözmeye çalışmayın. Konuları teker ele alin.
Gazeteden okuduğunuz haberi, size tekrar okusa da, ilgiyle dinleyin. Böylece ortak bir duygu paylaşmış olursunuz.
Çocuğunuzun ilgilendiği konulardan, kitaplardan, müzikten zevk almaya çalısın. İyi arkadaşlık, paylaşılan ortak heyecanlarla gerçekleşir.
Çocuklarınızı spor, tiyatro gösterisi, diploma töreni gibi özel günlerinde yalnız bırakmayın.
 
EGITIM
Eğitmek doğru tepki vermektir.
Eğitim doğruları söylemek değil, doğruları yapmaktır. Çocuğunuza örnek olmaya gayret edin. Gerisi gelir.
Çocuğunuza vereceğiniz eğitimin amacı, onun sorumluluk düzeyini geliştirmek ve olgunlaşmasını sağlamak olmalıdır.
Basarili terbiye sisteminin özelliği ödüllendirici ve keyiflendirici olmasıdır. Çocuğunuza “aferin” demekte cömert olun.
Çocuğunuza size islerinizde yardim etme fırsatı verin.
Onun için en iyi seçimi yapmış olmanız önemli değildir. Çocuğunuza seçme hakki verin.
Çocuklarınızın yanlışlarını değil, doğrularını yakalayın.
Çocuğunuza iyi sözler söylemekten ve onu övmekten korkmayın. Şımaran çocukları hayat hizaya sokar.
Şımartmaktan kaçınayım derken güvenini zedelediğiniz çocuklara güven kazandırmak çok daha zordur.
Çocukları istediğiniz yönde geliştirmenin yolu, doğru yaptıkları zaman fark etmek ve olumlu konuşmaktır. “Aferin, ellerini yıkadın”, “seni ders çalışırken görmek beni çok memnun etti” gibi sözler, doğruların fark edilmesidir ve olumlu davranışların kazanılması için çok önemlidir.
Takdir edilen ve övülen çocuklar, anne-babalarını ve arkadaşlarını takdir etmeyi öğrenirler.
Atalarımız “taç giyen bas akıllanır” demişler. Çocuğunuza küçük başarıları karsısında olumlu sıfatlarla yaklaşırsanız ona en büyük hazine olan, kendine güven duygusunu kazandırırsınız.
Çocuğunuza ne derseniz, öyle olma ihtimalini artırırsınız. “Tembel”, “sorumsuz”, “asi”, “inatçı” gibi olumsuz sıfatlar, bu özellikleri geliştirir.
Çocuğunuzu hiçbir zaman başkasıyla kıyaslamayın.
Önemli olan Çocuğunuzun kardeşine veya arkadaşlarına kıyasla ne kadar basarili olduğu değil, kendi yapabileceklerine kıyasla ne kadar basarili olduğudur.
Çocuğunuzun hatasını asla başkalarının yanında konuşmayın. Çocuğunuzu asla başkalarının yanında eleştirmeyin.
Sik eleştirilen çocuklar içe kapanık ve güvensiz olurlar.
Çocuğunuzun diş görünüş ve özellikleri ile ilgili hep olumlu sözler söyleyin. “Şişko, çiliz, göbeğine bak, kemiklerin sayılıyor” gibi sözler söylemekten kaçının. Bu tür sözler yalnızca hayat boyu sürecek bir yetersizlik duygusu yerleştirmeye yararlar.
Suçlanan ve her konuda kabahat bulunan çocuklar, suçlamayı ve yalan söylemeyi öğrenirler.
Çocuklarınızla asla alay etmeyin, onları küçük düşürmeyin ve utandırmayın.
Alay edilen çocuklar, utanmayı öğrenirler.
Davranışlar davranışları doğurur. Ne kadar hakli sebeplere dayanırsa dayansın, kızgın ve öfkeli bir tarz, Çocuğunuzun da ayni özelliklere sahip olmasına sebep olur. Kendinizi bu halinizle aynada görmekten mutlu olacaksanız devam edin.
Kavgacılık ve hırçınlık, sevimsiz ve daima öğrenilmiş özelliklerdir. Çocuğunuzda bu davranışları görürseniz, aile içindeki iliksi ve örnekleri gözden geçirin.
Çocuklar kızgın insanları sevmezler. Ne kadar hakli sebeplere dayanırsa dayansın, ortada kızmaya hazır bir insan gibi dolaşmayın.
Kızgın olduğunuz bir sırada, hayat dersi vermeye kalkmayın.
Kırgınlığınızı ve kızgınlığınızı fazla uzatmayın. Çocuğunuza hiçbir zaman ve hiçbir sebeple küsmeyin.
Bütün çocuklar birbirlerine benzer gibi gözükürler ama her çocuğun diğerinden farkı vardır.
Bunları fark etmeye çalısın ve dile getirin.
Çocuklarınızın çevresine çeşitli vesilelerle sizin için ne kadar değerli olduklarını belirten notlar yazın.
Çocuklarınıza asla küfretmeyin, onlara kötü dua etmeyin.
Çocuğunuzun hayattan zevk almasına yardim edin. Onu mutlu eden etkinlikleri destekleyin ve bunu dile getirin.
Öğrendiğiniz fıkraları Çocuğunuza anlatın. Onun size anlattıklarını can kulağıyla dinleyin.
Çocuğunuzun yaptığına “Bu yanlış” demek yerine, “Su bölümü iyi, acaba diğer bölümü daha farklı olabilir miydi?” diye yaklaşın. Yanlısını söyleyerek Çocuğunuzu düzeltemezsiniz.
Olumsuz konuşarak isteklendirme artırma yöntemi tarihe karışmıştır. Çocuğunuzu gayrete getirmek için olumlu bir tavır içinde olun.
Çocuğunuza olumsuz bir söz söylemeniz gerekiyorsa, sözü olumlu ve ona güveninizi belirten bir cümleyle bitirin.
Tahammül edebildiğiniz hataları görmezden gelin.
Hiçbir eleştiriyi çocuğun kişiliğini hedef alarak yapmayın. Davranışı eleştirin. Adama değil, topa vurun. “Tembel” yerine “ödevini neden yapmadın?”, “sorumsuz” yerine “odan toplanmamış” deyin.
Çocuğunuzun beğendiğiniz özelliklerini dile getirmek için fırsat beklemeyin. Bunu başkalarının yanında yapmaktan çekinmeyin.
Çocuğunuzun başarılarını övün. Ama överken aşırıya kaçmayın. Samimiyetinizden şüpheye düşebilir.
Çocuğunuza ulaşabileceği hedefler koyun ve bunlara ulaştığında onu ödüllendirin.
Çocuğunuz kız da olsa, erkek de olsa pasta, kek, ekmek, kurabiye yapmasını öğretin. Somut bir şey meydana getirmek kendine olan güven ve saygısını geliştirir.
Çocuğunuzu olgunlaştıracak olan sorumluluk almasıdır. Bunun için de hata yapılmasını göze almak ve bunu kabullenmek gerekir.
Çocuğunuzun okul basarisi arzu ettiğiniz kadar yüksek değilse tasalanmayın, okul basarisi hayat basarisi konusunda orta derecede fikir verir.
Basarili olanlar kendilerini sevenler, kendilerine güvenenler ve kendileriyle barışık olanlardır.
Çocuğunuza bunları kazandırın.
Çocuğunuza bulunduğu yastan daha büyükmüş gibi davranırsanız, olgunlaşmasına yardımcı olursunuz.
Çocuğunuzun cinsellikle ilgili sorularına cevap verin. Cevabiniz onun sorduğu soruyla ilgili olsun, bütün bildiklerinizle değil.
 
ALKOL-SIGARA-KÖTÜ ALISKANLIKLAR
Çocuğunuz büyüdüğünde sigara içmesini istemiyorsanız yanında içtiğiniz sigara miktarını azaltın, ya da en iyisi siz de sigarayı bırakın.
Özellikle arabada çocuğunuzla birlikteyken sigara içmeyin.
 
KARDES ILISKILERI
Çocuğunuza verdiğiniz ve kulak asmadığını düşündüğünüz bir öğüdün onu nasıl etkilediğini bilmek istiyorsanız, kardeşine verdiği öğütleri dinleyin.
Kardeşlerin yüzleri benziyor diye kişiliklerinin de benzemesi gerekmez. Kardeşleri birbirine düşman etmenin en kestirmek yolu, onları birbirine örnek gösterip, olumsuz yargıda bulunmaktır.
Kardeşi ile sorununa hemen müdahale etmeyin. Çözebilmelerine veya çözemiyorlarsa çatışmalarına sabır gösterin. İkisi de bir şeyler öğrenecektir.
Kardeşler arasında çatışma çıktığında biri diğerini hırpalıyorsa bile hemen karışmayın. Sakin bir sesle ayna tutun. “Amacın kardeşinin ağlaması mıydı?” deyin.
 
 
ÖDEVLERINE YARDIM
Ne yazık ki, okullarda verilen ödevler çocuğun boyunu asar. Ev ödevlerinde çocuğunuza ölçülü bir şekilde yardımcı olmaya hazır olun.
Bütün çocukların ödev konusundaki ihtiyaçları farklı olmakla birlikte, çocuğa ev ödevinde yardim etmenin, onun yerine ödevi yapmak veya ödevi onunla yapmak olmadığını unutmayın.
Ödevinde yardımcı olmanın yolu çocuğunuzun derse başlamasını sağlamak ve onun çalışma ortamını düzenlemekten geçer.
Çalışma ortamını düzenlemek için çalışma masası çevresindeki oyuncak, poster vb. dikkat dağıtıcı öğeleri uzaklaştırın, televizyonu kapatın.
Çalışmaya baslarken Çocuğunuza yüreklendirici sözler söyleyin. Örneğin; ona geçmiş başarılarından veya ödevi bittikten sonra zevk alacağı bir etkinlikten söz edin.
 
ANKET  
 

Sınıftaki çalışmaları yeterli buluyor musunuz?
Evet
daha iyi olabilir
fena değil
hayır

(Sonucu göster)


 
DUYURULAR  
 

 

ÇALIŞMA SAYFALARINA .sınıf 2.Yazılı tarihleri e-okul'a işlenmiştir. .

1.Yarıyıl deneme sonuçları açıklandı.

Sınıf çalışmalarımız,Etkinlikler sayfasında..

2.yarıyıl 6Şubatta başlayıp 08 Haziran 2012 de sona erecek.

Öğrencilerimize faydalı linkler,Linkler sayfamızda .

Sınıfımızdan ve okulumuzdan haberler haber sayfamızda.

5.F sınıfı .2,dönem 2. veli toplantısı 21 Nisan cumartesi günü yapılacaktır.

 

 
MEB.HABERLER  
   
ATATÜRK'ÜN GENÇLİĞE SESLENİŞİ  

 

 

 
ATATÜRK'ÜN GENÇLİĞE SESLENİŞİ !

*Ey Türk gençliği! Birinci görevin, Türk bağımsızlığını, Türk Cumhuriyetini, sonsuza değin korumak ve savunmaktır.

Varlığının ve geleceğinin biricik temeli budur. Bu temel, senin en değerli hazinendir. Gelecekte de, seni bu hazineden yoksun kılmak isteyecek iç ve dış düşmanların olacaktır.

Bir gün, bağımsızlığını ve cumhuriyeti savunmak zorunda kalırsan, göreve atılmak için, içinde bulunacağın durumun olanaklarını ve koşullarını düşünmeyeceksin! Bu olanaklar ve koşullar çok elverişsiz bir nitelikte belirebilir. .

Bağımsızlığına ve cumhuriyetine göz dikecek düşmanlar, tüm dünyada benzeri görülmedik bir yenginin temsilcisi olabilirler. .

Zorla ve aldatmaca ile kutsal yurdunun tüm kaleleri alınmış, tüm gemi yapım yerlerine girilmiş, tüm orduları dağıtılmış ve yurdun her köşesine düşman girmiş olabilir

Tüm bu koşullardan daha acıklı ve korkunç olmak üzere, yurt içinde yönetimin başında olanlar, aymazlık ve sapma, hatta sapkınlık içinde bulunabilirler. .

Dahası, bu yöneticiler kişisel çıkarlarını, saldırganların politik amaçlarıyla birleştirebilirler. Ulus, yoksulluk ve sıkıntı içinde yıkkın ve bitkin düşmüş olabilir.

*Ey Türk geleceğinin evladı! İşte, bu durum ve koşullar içinde bile görevin; Türk bağımsızlığını ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Gereksinim duyacağın güç damarlarındaki soylu kanda vardır. K.ATATÜRK .

 
ATATÜRK'TEN SON MEKTUP  
 
Atatürk'ten Son Mektup !
Ey Ölümsüz Atam;

Bırakın o altın yaprağı artık, Bırakın rahat etsin anılarda şehitler. Siz bana, neler yaptınız ondan haber verin. Hakkından gelebildiniz mi yokluğun, sefaletin ? Mustafa Kemal'i anlamak yerinde saymak değil, Mustafa Kemal ülküsü, sadece söz değil.

Bana, muştular getirin bir daha, Uygar uluslara eşit yeni buluşlardan… Kuru söz değil, iş istiyorum sizden anladınız mı ? Uzaya Türk adını Atatürk kapsülüyle yazdınız mı ? Mustafa Kemal'i anlamak avunmak değil, Mustafa Kemal ülküsü, sadece söz değil. .

Halâ, o, acıklı ağıtlar dudaklarınızda, Halâ oturmuş, 10 Kasımlarda bana ağlıyorsunuz. Uyanın artık diyorum, uyanın, uyanın ! Uluslar, fethine çıkıyor, uzak dünyaların… Mustafa Kemal'i anlamak göz boyamak değil, Mustafa Kemal ülküsü, sadece söz değil.

Beni seviyorsanız eğer ve anlıyorsanız ; Laboratuarlarda sabahlayın, kahvelerde değil. Bilim ağartsın saçlarınızı… Kitaplar… Ancak, böyle aydınlanır o sonsuz karanlıklar… Mustafa Kemal'i anlamak ağlamak değil, Mustafa Kemal ülküsü, sadece söz değil.

Demokrasiyi getirmiştim size, özgürlüğü… Görüyorum ki, halâ aynı yerdesiniz, hiç ilerlememiş, Birbirinize düşmüşsünüz, halka eğilmek dururken. Hani köylerde ışık, hani bolluk, hani kaygısız gülen ? Mustafa Kemal'i anlamak itişmek değil, Mustafa Kemal ülküsü, sadece söz değil.

Arayı kapatmanızı istiyorum uygar uluslarla Bilime, sanata varılmaz rezil dalkavuklarla. Bu vatan, bu canım vatan, sizden çalışmak ister, Paydos övünmeye, paydos avunmaya, yeter, yeter ! Mustafa Kemal'i anlamak aldatmak değil, Mustafa Kemal ülküsü, sadece söz değil.

Gereksinim duyduğum güç damarlarımdaki soylu kanda vardır.

 

 

 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol